9 Ocak 2012 Pazartesi

Hayal Kırıklığı

Acı gelip kapınızı çaldığında yazdıklarınızda ne kadar edebi kaygılar güdebilir siniz? Acı yaralı bir hayvan gibi üzerinize çullanıyor. Salyalarını saçıyor, dişlerini gösteriyor,hırlıyor... Öyle somut, öyle gerçek.

Sürüncemede kalmak ne fena bir duygu. İki kişinin sizin hayatınız hakkında sizden habersizmiş gibi ahkam kesmesi, ağır aksak topallayarak ta olsa giden gitmeye çalışan bir yuvanın yıkım planlarının yapılması ne acı.. Ve sizin uzaktan bir seyirci gibi bunları izlemeniz. Elinizin kolunuzun bağlı olması..

Başımı alıp nerelere gidem? Bu derdi kimlere dökem? Şu satırlara yazmak dışında ne yapabilirim? Dünya öylesine ıssız ki... Dün yakınınız bildiklerinizin bugün yabancı olması ne tuhaf? Ne çürük bağlarmış bu modern zaman insanlarını bir arada tutan?

Otuziki yaşımda bugüne kadar bildiklerimin düşündüklerimin tutunduklarımın ince bir buz tabakasının kırılışı gibi kırılmasına şahitlik ediyorum. Dilerim insana olan inancımı yitirmem. Şu satırlar sırdaşım olsun. Sesim kendi sessizliğimde yankılansın.

Bir şarkı buldum geçenlerde, Orhan Atasoy, 90 larda söylemiş, Gemiler. Hani çoğumuzun Teoman dan dinlediği.. Esaslı ciğerden bir yorum şarkının esas sahibi olan Orhan Atasoy'un ki..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder