24 Aralık 2011 Cumartesi

Ve şimdi usulca kapımı çalan kim?

Kendime bile söylemekten korktuğum şeyler var demiştim, bu sözün kendisine hiçbir anlam ifade etmediği bir kişiye. Çünkü en azından bu kadarını söylemekle içimde kopan fırtınayı bir parça dindirebilecektim.

Eskiden uzun uzun yazmayı ve konuşmayı severdim. Artık pek öyle değilim galiba. Eskiden bir sis perdesinden dünyayı izler öyle seslenirdim dünyaya. Sis aralandı gerçek tüm çirkinliği ile kabak gibi ortaya çıktı. Bir insanı hayal ederken duyduğumuz heyecanlar o insanın yanında iken sönüp gitmekte. Parlak ideler dünyasından gerçeğin balçığına tortusuna düşüyoruz. Sis perdeleri geride kaldı, gerçek çirkin, 3. bir yol var mı?

Bu hayatın tuzu biberi birşeyi eksik işte. Neşve dedikleri şey yok.

Bir rüya gördüm işte geçenlerde. O yitip giden neşveyi yaşadığım. Bambaşka bir suretle ve bambaşka biri ile. Şimdi düşünüyorumda neydi beni 7-8 yıl önce ankara baharlarında esrik esrik gezdiren ecza? Ve şimdi usulca kapımı çalan kim?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder