4 Aralık 2011 Pazar

St. Petersburg izlenimlerine devam


Nihayet bugün biraz şehri gezme fırsatımız oldu. St. Petersburg Çarlık dönemi başkenti olarak bütün ihtişamını koruyan bir şehir. Dostoyevski,Çehov, Puşkin gibi büyük yazarların  memleketi. Kısa bir otobüs turu yaptık. Rehber sadece rusça konuştuğu için pek birşey anlamadık saolsun biraz rusça bilen bir arkadaşın ufak tefek çevirileri ile kabaca da olsa birşeyler anladık. Mimari olarak tüm şehir adeta bir açık hava müzesi, bu kadar çok ihtişamlı yapının bir arada olduğu bir şehir yeryüzünde varmıdır bilmiyorum? St Petersburg ile Moskova arasında İstanbul ile Ankara arasındakine benzer bir çekişme varmış. Devlet de bizde olduğu gibi bazı kurumları bu şehre kaydırma planları içindeymiş. Şehir içinden geçen çok sayıda kanal (haliç gibi) var. Bir dostumuz Türkiyeden özellikle entellektüel çevreden büyük yazar ve sanatçıların müze haline getirilen evlerini gezmeye gelenlerin olduğu söylendi. Bu ara kaldığımız mahallerinin adı da Dostoyevski mahallesi, ne enterasan dimi?


 Bu kafe Puşkin'in şiirlerini yazdığı yer.
 Büyük bir katedral, hali ile döneminin tüm ihtişamını yansıtıyor. Rus kileselerinde batıdakilerinin aksine oturmak için sıralar bulunmuyor.





 Bu da klasik rus mimarisi örneklerinden biri.
   Tam ismini bilmiyorum (senato meydanı?)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder